Matt Busch Popüler Film Posterlerinin Zombisel Versiyonlarını Yapıyor

Zombi.

Daha hem büyük hem de küçük sesli uyumuna uyamayan bu kelime ne kadar da Türkçe olmuş durumda değil mi? Zombi dedin mi, herkes ne dediğini anlıyor. Zombi bir yaşayan ölüdür!

Tabi bunun ne demek olduğunu anlayan insan sayısı daha az. Nedir yaşayan ölü değil mi? Evet nedir hakikaten? Ben de bilmiyorum. Bildiğim şu, sinema bize farklı türlerde, farklı davranış tarzlarında zombiler sundu. Bunlardan bazılar oldukça mal zombilerdir. Dakikada 10 metre gidebilme hızında, zeka namına minimalist yaklaşımlarda olan, sorunsuz zombilerdir. Ama birde hızlı, atik, sportmen zombiler vardır. İşte bunlar problem yaratabilir hayatımızda. Mesela “28 Gün Sonra” filminin zombileri bugün koysan bir Barcelona, bir Manchester United takımında oynayacak kondisyona sahiptirler. Her teknik direktörün kadrosunda görmek istediği türden zombilerdir bunlar.

Bu noktada aklıma şu soru geliyor. Mesela obez veya kalp sorunları olan bir zombi böyle ayarsızca koştuğu zaman ne oluyor ? Ölecek hali yok. O zaman belki de bu zayıflamak için Sibel Can çimen suyu diyeti falan gibi birşey olabilir. Hem zombi olduğun zaman insan beyni yemek zorundasın onu da fazla bulamazsın demek ki zorunlu bir diet içine giriyorsun. Bak şu an bunun süper bir fikir olduğuna inandım ve cenk özmercan zombi diyeti diye birşey buldum: “Zombi ol, zayıf kal”

Herneyse Matt Busch arkadaşımız ise popüler film posterlerini alıp, fotoşopla değil, eliyle zombileştiren bir sanatsal dışavurumcudur. Buraya sürtersen meeaauzunu görebilirsin internetinde.

Pop Art Poster Yapacak Durumum Yok Andy Warhol, 15 Dakika mı Nasıl Değerlendirecem Lan?

Böyle bir yazıya da başlamak için 100, denizde yüz, koyunun derisini yüz yol var. Pop art posterden gir, andy warhol’a temas et, falan filan ama ben tüm bunları es geçip nazire yapmak istiyorum. Bu Yalova yoluna yapıcam nazireyi, as merkezin oraya. 4 renk olcak.

Sevimsiz geldi bana yazdıklarım şu ana kadar. Kendimden şüphe ettim, sileyim mi lan bunları şimdi? Yaklaşmayın silerim lan! Bana sorumlu yazı işleri müdürünü bağlayın….ayyy hepten sıçışlar, galiba bu yazıyı yazmasam en iyisi.

Bu linkte ise yukarıdaki gibi pop-art posterler yapmanıza olanak sağlayan bir site var.

Geçmişten Bugüne Coca Cola Posterleri

Reklam işinde dünyanın büyük oyuncularından olan Coca Cola’nın bir ton posteri ile karşı karşıya kalmayalım mı bugün? Bak sen.

Bakın dünyada marka bağlılığım olan nadir isimlerdendir kokakola. Bana asıl gelir, asil gelir, gerçek cola dediğimiz şey budur gibilerinden hissettirir. Soğuk içilir, şişeden içilirse çok daha iyi olur. Litrelik olayları biraz dandiktir kola olayında. Kutu olayı da fena değildir ama dediğim gibi en iyisi tekli şişedir bence. Eskiden litrelik şişeler vardı bi de.

Bi de annemler tatile gittiği için köpek bizde duruyor. Çok yaşlı olduğu için görme ve duyma %10 falan. Her yere işiyor bende üstüne basıyorum. Eve getirirken de evinin içine işedi.

Bi de sabahları espresso içmek istiyorum ama olanağım yok. Güne duble espresso ile başlamak ve başarılı bir iş adamı olmak istiyorum.

Bi de pide sadece ramazanda olmasın bence.

Bi de link vereyim tam olayım.

Rasterbator!

Bir derdim var sevgili Türkler. Bakın soldaki resimde gizli bir badminton cismi var. Buna ne denir? Basketbol, futbol, falan kolay, onun cismine top denir. Hokey cismine puck denir, peki ama badminton cismine ne denir?

Hahaha sizlerle oyun oynadım. Bu yazının badmintonla hiç bir ilgisi yok. Bu yazının konusu rasterbator! Peki nedir bu rasterbator diyen 65-70 kişi şu anda As Merkez’in karşısında toplanmış ve bir eylem hazırlığındalar. Ne onları yorayım, ne de sizleri daha fazla merak içinde bırakayım değil mi?

Rasterbator süper bişi! Bakın anlatıyorum.

Komik Protesto Posterizasyonu

Televizyonda bazen birşeyleri protesto eden bir grubun bir yerlerde yürüyüş yaptıklarını görürüm. Bu topluluğun istediği/istemediği bir durum vardır ve bunlar hem ellerindeki posterlerle hemde bağırarak protestolarını dile getirirler. Bu bağarıma işi bazen çok salaklaşır. Özellikle bağırdıkları şey uzunsa…

Burdan tabi sesle taklit yapamıyorum haliyle. Ama söylenen şey yaklaşık 2-3’lük hecelerle söylenir. Ya-şa-sın A KE PE gibi kısa söylemlerde sorun yokken, uzun laflar çok komikleşir. Birde 1-2 dakikadan fazla duyarsam benim sinirlerimi bozar. Uyuz olurum. Neyi protesto ediyorlarsa, karşı tarafta yer alırım hemen.

Burada da bu tür protestolarda karşılaşılan bazı komik posterleri görebilirsiniz. Deneyiniz, ben gördüm. İşte bak.