Tag Archive | Severim

How I Met Your Mother Sea6 Başladı…(Ayrıca House & Chuck da)

Saat 12:39. Canım asla kımız istemez benim. Ya da şalgam. Öyle bile olsa, HIMYM 6. sezonu başladı. Tazı yarışlarına katılmadığım yalanı yalanın önde gideni değil falan gibi bi laf double negatif değil 4lü negatif, sonu naif, ya da sessizliğin sesi kulakları sağır ediyor.

Barak müzik dinlemek arzusu, o ne narin bir kırılganlıktır. Sebepleri sonuçsuz, sonuçları nasipsiz, napisleri hapis olmuş tahteravalli dolu şeyhülislam. Anlamayan için, sadece anlamak önemli değil demek isterim, bari bunu anla. David Lynch yazısı mı dedin? İnanmadıysan kendine mesaj at, How I Met Your Mother sezon 6 başlamış yaz, dakikası sadece 22 karışa…

Elinle elleme /Dokanma

Haaa seveni bol, house’da başladı yazan bir istavrit tuttum bu sabah. Peki ya chuck? O da başladı bu güz günü.

Bugün Lost Günü : Lost_Sea6Epi7

Artık alıştığımız gibi Çarşamba günü ilk postu herkesin sevdiği, besleyici lezzetli lavaş kiri lost. Bu sezon bence ilk 2 sezon gibi tepe yapmaya başladı. Bir sürü sorunun cevabı verildi, tabi olmazsa olmaz yeni “neden lan?”lar da ortaya çıkmadı değil ama olsun.

Geçen bölüm sonunda Said psikopata başlamış, siyah duman temple’a dalmış milleti biçmişti, bakalım onunla gidenler nereye gidiyor? Bu esnada geçen bölüm hiç gözükmeyen denizfenerindeki jack ve hurley ne durumda falan filan…Bölüm ismi Dr. Linus ve bu bir Ben bölümü sanırım, gerçi Ben geçen sezonların karizmatik elemanıyken bu sezon iyice tırtlaştı ama olsun :)

Link / Link / 720p / Altyazı

Bugün Lost Günü: Lost Sea6Epi6

Claire’i ölü sandım ben aylarca, şimdi kwon ile temple’a gidecek galiba. Sayid’i de zor bir karar bekliyor bu bölümde diye okudum.

Bir iş pelesenk oldu üstüme, bişi yazasım yok başka. Bazen keşke kömürcü falan olsaydım diyorum. Yakarsın 1 kilo kaç jul enerji çıktı, aha bu kadar, tamam işte bu kadarsa o kadar….Eeeee

Link / Burda da / Tüm Bölümler / Altyazı

Curb Your Enthusiasm: Bir Dizi Tavsiyesi

Bu bir tavsiye yazısıdır. Bu yazı ile bir tavsiyede bulunacağım. Gerekirse amazon.com gibi “onu sevdiysen bunu da seversin” e kadar uzatabilirim bu işi. Türlü sebepten son sezonunu seyredemediğim Curb’u geçenlerde bitirdim. Ve tekrar inandım ki Larry David en iyi sitcom yazarıdır. Şakaları bazıları için ağır/kaba vs kaçabilir ama kimse konuların birbirine mükemmel geçişlerine, alakasızdan gelen 3-4 farklı hikayenin her bölümde süper bir düğüm finalinde birleşmesine tek kelime edemez. Etmemelidir. Tüm zamanların en komik 2 dizisinden birisi Curb bence (diğeri The Office) ve bu yazıda Curb’u bilmeyenlere curb’u anlatıp hayatlarına değil tuz biber, ranch ve bbq sos olmak istiyorum! Tamamını Okuyun…

Art of the Title: Jeneriklerin Sanatı

Bugün bookmarklarımdan hangisini paylaşmalıyım internet insanları ile diye düşünen biri varsa, o da benimdir. O yüzden açtım bookmarklarımı baktım ona. Karman çormandı. Onu düzenlemeliydim ve evdeki bilgisayarımda senkronize etmeliydim. Ve fakat evi toplamak gibi bilgisyarı toplamak da bir derttir ve ben dertlerden haz etmem.

Bookmarkları senktronize etmek…Ne garip ve spesifik ihtiyaçlarımız oldu değil mi? İnternet var, benim sıklıkla girdiğim için bookmark ettiğim siteler var ve bunları kullandığım bilgisayarlarda senkronize edeyim ki bookmarlarıma heryerlerden ulaşayım. Bunu zamanda geri gitsem Gıyaseddin Keyhüsrev’e nasıl anlatırım acaba ? Bu soruyu bugün kendime dert edineyim çünkü mükemmel hayatımda sorun eksikliği çekerim sıklıkla!

Art of the title ise sakkarin olacağına glükoz olsun diyen tatlı bir sitesidir internet krallıklarının! Burada türlü filmlerin jeneriklerini, bunları yapan adamların röportajlarını falan buluruz. Videoları kuiktaym olarak gerek SD gerek de HD olarak izleyebiliriz. Son zamanlarda “single take” yani “bi kerecikte çekilen uzun sahneler” de yer ediyor sitemizde. Elin oğlu 13 dakika kesmeden çekebiliyor ya bize düşen de tabi ki OHA demek. OHA demek internetler hayatımıza girdikten beri sıklıkla yaptığımız bişi zaten. İnternetler OHA’lar ile dolu bilader.

Artık ayrı bir sanat dalı olma yolunda milvaki’ye gelen Jenerik olayı ise sitenin asıl olayı olup, nadide örnekleri bulmak için art of the title’a alalım sizleri o vakit.

Bugün Lost Günü: Lost.Sea6Epi5

Son sezon hızla devam ediyor. Bugün lost günüdür, buna hala alışamayanlar var aramızda. Dün mesela musallat olup, lost geldi mi abi diye iletişim kanallarından geçenler oldu. Onlara dedim. “Böyle böyle” dedim. Salı amerikan salısı dedim, bize çarşamba o dedim. Umarım anladılar. Bir de es geçip eskisi gibi perşembe sananlar oluyor. Onlara da bol bol balık yemelerini tavsiye ediyorum. Bu güzel sohbetlerden sonra ise linkleri diziyorum.

HD versiyon immerse tarafından properlandı ona dikkat edelim sadece.

Burda / Burda / 720p Proper / Tüm Bölümler / Altyazı

Barcode ile Fark Yarat…

Farklı olmak en büyük derdimiz. Hergün her insan gün içinde muazzam bir bilgi bombardımanına tutuluyor. Sokaklarda, gazetelerde, televizyonlarda ve hatta arkadaşları ile konuşurken belki de yüzlerce ürün hakkında bir sürü reklam görüyor, duyuyor. Bu noktada farklı olmamın önemli ortaya çıkıyor işte. Bir numara çevirmeli ve akılda kalan ürün olmalı…

Vanity Barcodes ise farklı tasarımlı barcode’lar üreten bir firma. Diyorlar ki” we make barcodes exciting” (barcode’lara heyecan katıyoruz) Dekoratif barcode’lar yapan şirket, bunların taranmasında da herhangi bir sorun olmadığının ve barcode’ların teslimden önce defalarca test edildiklerinin altını çiziyor. 10 iş gününde özel tasarım barcode’unuzu yapan vanity, bunları da size tif ve eps olarak yolluyor.

http://www.vanitybarcodes.com/

Bursa Reklam Piyasasında Kreatif Uyanış II

Bundan kısa bir süre önce Bursa Reklam Piyasasında Kreatif Uyanış adında bir yazı yazmış ve kısaca son zamanlarda gördüğümüz farklı, ışıklı, billboard ve totem örneklerini göstermiş ve bunun Bursa reklamcılığı adına pozitif bir adım olduğundan bahsetmiştim. Bursa’lı reklamverenlere “insanların onları verdikleri reklamları okumak için sıraya girmediklerini” anlatmaya çalışmış ve diğer yüzlerce billboard’dan, totem’den, ilandan, afişten bir şekilde farklılaşmaları gerektiğini dile getirmiştim. En son bu akşam üstü eve doğru giderken, carrefour’un yanında bu cam faunus içinde ışıklı süt kutusunu gördüm ve daha önce de dediğim şeyleri dedim. Aferin Yörsan aynen devam.

Kimlerle çalışıyorlar falan hiç bilmiyorum ama ajanslarına Bursa’da farklı bir prodüksiyon için müşteriden “ok” alabildikleri için, yörsan’a da böyle şeyleri deneyerek kesinlikle yanılmadıkları için tebriklerimi yolluyorum. Belki Yeşil Bursa’mız bir İstanbul olamayacak hiçbir zaman ama yine de hoş böyle şeyler görmek.

Şu yazdıklarımı bir okudum da sanki reklamcılıkta devrim yapılmış gibi şeyler yazmışım. Ama yine de Bursa’da bir müşteriyi böyle birşeye ikna etmek iyi yaaa. Daha da farklı şeyler görme ümidi ile diyor ve yayınımıza son veriyoruz.

Tasarımınızı Test Edin: fivesecondtest.com

Tasarımın en zor kısımlarından biri belki de kendi yaptığınız bir işe karşı objective olabilmektir. Yaptığınız şeyi sever ya da sevmezsiniz. Sevmezseniz kolay, birşeyleri düzeltmeniz gerektiğini bilirsiniz, ya da belki de en baştan başlamak gerektiğini. Ama seviyorsanız, bunun nedenini kendinize sormanız gerekiyor? Neden? Çünkü sonuçta yaptığınız iş “kendinizin seveceği birşey” olması için yaptığınız bir şey değil. Çoğu kez reklamını yaptığım ürün, benim birinci elden kullandığım bir ürün değildir. Aynı şekilde çoğu kez yaptığım bir işte tanıtılan bir ürünün hedef kitlesinden biri değilimdir. O zaman benim zevkim neden önemli ? Burada empati becerisi, hedef kitleyi iyi tanımak, onların ne türlü bir beklentileri/öncelikleri olduğunu bilmek tabi ki  önemli. Ama ben yazmaya başladığımda böyle beylik laflar etmeyi ummuyordum. O yüzden işin bu çok önemli “strateji” kısmını herşeyi çok iyi bilenlere bırakarak fivesecondstest.com’a geleyim. Tamamını Okuyun…

Flash Oyunları: Orisinal

Orisinal, hayatını flash oyunları yaparak kazanan Ferry Halim isimli abimizin, satmadığı oyunlarını koyduğu sitesi. Herkes kadar arada flash oyun oynayan birisi olarak söylüyorum ki, bu abi “flash oyun” kavramını çözmüş. Oyunlar hemen 2-3 saniyede öğreniliyor ama ilerledikçe gittikçe zorlaşıyor.Ama oynanış hep basit. Bir sürü oyunda tek gereken şey doğru zamanda sol tıklamak, veya tık’ı bırakmak :) Favrori oyunum “sunny day” , “winterbells” de süper ama zor.

Şu anda 57 oyun olan sitede, ferry abinin portfolio’suna bakarak ayrıca müşterilerine yaptığı oyunları görebiliriz. Tavsiyem sitedeki kendi oyunlarını oynamanız çünkü diğerleri satılmış oyunlar olduğu için başlarında 2 saat reklam falan oluyor. Burada da linki var.

Bugün Lost Günü: Lost Sea6 Epi4

Eski sezonlar yüzünden bir sürü arkadaşımız hala perşembeyi lost günü sanıyorlar. Bu hataya düşmeyin değerli oceanic severler. Bugün lost günü ve bu bölümde sayılarla ilgili gizemler, puslar ve bilinmezlikler açıklanıyormuş diye okudum bir yerlerde.

Lostla ilgili ayrıca müthiş önemli anketimiz devam ediyor. Sağ altta kendisi. Gelelim linklere…

Burda / Burda / 720p /Altyazı / Tüm Bölümler

Süper Program Super video/audio Converter!

Yıllardır kullandığım programlar vardır. Yıllardır yaptığım işler vardır. Yıllarımı yürüdüğüm yollar vardır. Bir kere bile olsun çoğu sebzeyi yemedim ama.

Super ise her türlü convert (çevirme) işlemini plink diye yapan ultra bir programdır. Yıllardır kullanırım, hayrını gördüm. Tüm video ve audio formatlarını tanıyan ve onu buna, şunu ona çeviren süper program süper’in bir diğer süper özelliği bedava oluşu.

Herhangi bir çevirim işiniz olursa bence super en iyi çözümdür. Linklerini de tam buraya koyayım.

Wix: Online Flash Site Yaptıran Site

Yüzyıllardır bir site tanıtmamıştım. O zaman bu işin merkezine yolculuk edeyim, beni ve sevenlerimi bir daha asla böyle “sitesiz” bırakmayayım dediğimi hatırlıyorum. Hava hala soğuk, rüzgar hala kaşmir pantolonlara sürülen beyaz peynir gibi umarsızdı…

Ya da bana öyle geldi belki de. Kelimeler ağzımdan sözlerini bilmediğim bir şarkıya ağız oynatırken düştüğüm salak duruma benzer şekilde yuvarlandı dışarı. Bir an kendi sesimi duydum… Her zamanki gibi ipe sapa gelmez şeyler söylüyor, ara ara kendimden emin olmak için omzumun üstünden geri bakıyordum.

Wix ise hiç flash bilmeyenler gözönüne alınarak sadece drag&drop mantığı ile çalışan ve isterseniz sıfırdan, isterseniz de mevcut  tasarımların üstünden giderek editleyebildiğiniz, flash site yapmanıza olanak sağlayan bir site. Ben yaklaşık 10 dakika kurcaladım. Beni uyuz etti. İlk defa guitar hero oynarmış gibi hissettim. Olayın kendisini yapıyoruz, ama kolay olanını yapamıyoruz. Sonuçta flash biliyorsanız ne işiniz olabilir bu sitede ki? Ama bilmiyorsanız 2 kurcalayın işte ya.

Albüm Suratlar

Sıklıkla paparazzilerin saldırısına uğrarım, bakkala giderken falan. Bana hep aynı soruyu sorarlar: Cenk, sanat sanat için mi, sanat kanat için mi? Onlara hergün ayrı yanıt verip akıllarını karıştırır, karakterlerini değiştirir, dizlerini titretirim. Son verdiğim cevaplar 1)Sanat borat için, 2) Sanat eyyübiler için, 3) Sanat kola için.

Tamamını Okuyun…

İnternet Memeleri 101: Nedirler, Nereden Gelirler, Lolcat’e Giriş.

Vatan toprakları internetlerle tanışalı yıllar oldu, ama nasıl ki sol şeritte 24km hızla giden bir dedeamcası görünce trafikte kıllanıyorsak, internetleri de yanlış/eksik kullanmak beni kıllandırıyor ve türlü sebeplerden dolaştığım Türk forumlarında “nasıl insanlarmış bunlar bilader” söylemini kah sesli, kah sessiz dile getiriyorum. Türk kullanıcıları internetlerde bazı kafeslerde tıkılmış kalmışlar resmen. Aslında bunu kendi türk meme’lerimizi çıkartmak için kullanabiliriz ama yine de komik’ten önce dramatik bir etki yaptığı için bende daha çok kıllanıyorum.

Yukarda meme dedin de memeler nerde bilader  ? (tits or gtfo??? haha)

Bu meme sizin sandığınız meme değil can dostum diyerek başlayayım. Buradaki meme internetlerde bir alt kültür oluşturmuş söz, söylem, slogan, ve bunların kullanım formatı ya da resimleri&videoları gibi özetlenebilir. Türlü sebepten, isteyerek ya da istemeyerek ortaya çıkan bu altkültür örnekleri, insanların bunları eğlenceli bulması, arkadaşlarına şaka yapmak istemeleri, cool olma çabaları, ya da sadece gülmek için (just for the lulz!)yayılması üzerine ortaya çıkar ve ne kadar sevilirse o kadar yayılır ve başarılı olur. En ünlü internet meme’si herhalde LOLCAT’ler olup adına siteler yapılmış, caturday olarak günü oluşturulmuş, hatta kendi alt-memelerini oluşturmuş bir memedir. Meme meme yaza yaza bi kamaşık oldum bu arada, acaba buna Türkçe bi laf mı uydursam nedir. Gerçi terimleri Türkçeleştirme olayına da uyuz oluyorum, formata biçem demek falan…ıyyyy. Herneyse konumuza dönelim biz. Tamamını Okuyun…

Çek 2 porsiyon gece fotoğrafı usta, yanına az HDR…

[Leziz(twit+fotoğraflar)]  karşılaşmak = koy blok flüte

Çarpmanın toplama üzerinde dağılma ilkesini bilenler ne dediğimi hemen anladılar herhalde. Twit ve fotoğraflar “leziz” parantezinde, yani leziz bir twit gelip bana leziz fotolar göstermiş, ki ben de bunları bloglarıma koyayım demişim. Oldukça anlaşılır bir dil kullanmayı, dil peynirini, ve dilin uç kısımlarını yemeyi severim. Dilin boğaza doğru olan kısımları yemeklerle ilgili inancım olan “net olmalı” kuralı ile çakışır ve bu kısımları yemem.

Tam yatacakken gelen bir twit’te karşılaştığım bu gece fotograflarının bir kısmı epey şık olmuş, bazılarında hdr’ın ucu kaçmış, hele shibuya diye bir tanesi varki, hayatında sanki ilk kez blur vermeyi öğrenmiş ho ho ho. Ama bir kısmı da dediğim gibi şok şık olmuş. Bakmak isteyen baksın, yok ben bunun yerine sayısal oynayacağım diyenleri de yargılamıyorum.

Linki de buraya koyayım ki görevimi tamamlayayım.

stripgenerator.com

stripgenerator.com ilk defa geçen hafta bir ara gördüğüm, akabinde bookmark edip bi ara incelenecekler klasörüne üye ettiğim bir internet web sitesidir dersem, arkamdan “yalan konuşma lan” diyen insandır asıl yalan konuşan. Yukarıda örneği görüldüğü üzre, minimum çaba ile bir strip komedya yapılabilir. bu strip sizin bildiğiniz strip değil lakin +18 severler! Bu strip şerit bağlamında. Siteye giriş yaptığımızda diğer insanların yaptığı stripleri görebileceğimiz gibi hemencecik kendi stripimizi de yapabiliyoruz. Kareler, insanlar, objeler, şekiller arasından beğendiklerimiz tutup taşımak sureti ile ekliyoruz ve sonra da yazıları yazıyoruz bu kadar. Sadece şuna dikkat edin. bakın. bakın iyice, dikkat ettiniz mi ? Güzel.

Bunu yakın zamanda okuyup bana kızacak ve “cenk potansiyel müşterileri kendinden uzak etmede birebirsin” diye paylayacak olan karıma ben de şöyle diyecem “karafullam, zaten ne istediğini bilmeyen müşteriler, bir tasarıma ok verdikten sonra kuzenine sorup da bitmiş web sitesine fransa meyve borsasını da extradan katmak isteyenler, hayatında toplam 23 siteye girip internetin şahı oldum sananlar ve “aman efendim bu cenk çavuş ne yalama yazılar yazmış, biz işimizi gücümüzü en önemli şey olan ciddiyeti feyz almış kimselere yaptıralım” diyenler geleceğine, beni yaptığım web siteleri ile tercih edenler gelsin be bebişim, al bak sana 6540 avro değerinde 3taş yüksük aldım”

99 Designs

Internetlerle tanışalı uzun yıllar oldu, ki ben bir amiga delisi olarak biraz geç bile kaldım denilebilir. Denilsin sorun etmem.  Yine de internasyonel weblerde ilk öğrendiğim şeylerden birisi şu idi: Bana birşey kazandığımı söyleyen bir sayfa, bir mail, bir resim vs görürsem şu 3 şeyi hızla yaparım: a) Yeaa bunlara kananlar var mı diye kikirdemek b) Bunlara kananlardan olmamak c) Bir çeşit göz seviyesi filtre geliştirip bunu daha göremeden kendimden uzak tutmak.

Evet internetler bize para kazandığımızı söyleyen en kısa tabiri ile adab-ı muaşeret kurallarından nasiplenmemiş, veled-i zinalar ile doludur. Bunların derdi bazen sadece bizden bir “tık” çalmak, bazende işi kredi kartımızın ayrıntılarına kadar götürmektir. Siz siz olun, ya da siz müzeyyen senar olur bu yola gitmeyin. Sonra “yandı bitti keten helva” diye ağlarsınız.

99designs.com’u görünce bende ilk uyanan intiba’da bu yönde vücut buldu açıkçası. Yine de siteyi inceledim ve sanki oluyor lan bu diye düşünmeden edemedim. Fikir aslında epey mantıklı. Olan şu. Herhangi bir tasarıma ihtiyacı olan bir insan kişisi, geliyor siteye ve bir proje başlatıyor. Buna da bir fiyat biçiyor. Daha sonra 7 gün boyunca bu proje açık sitede duruyor ve bir sürü tasarımcı o iş ile ilgili yaptıkları tasarımları siteye upload ediyorlar. Süre sonunda da projeyi başlatan kişi insanı tasarımlardan birini seçiyor ve kazanana paypal’la falan vaadedilen para ödeniyor. Tamamını Okuyun…

Metallica’yı Ağırladım!

Bakın bu metallica’yı biz çok sevdik gençken, sonra bunlarda bi yılışma, bir MTV tripleri, bi saç kesme bi bilmem ne falan. Siyah kapaklı albümle hafif kıllandım bunlara ben, daha sonra da zaten laçka oldu bunlar, iyiden iyiye kestim samimiyeti haliyle. Bi de bu herifler tam mal tamam mı, bi mail atmayı bilmezler falan, bi gün oahu’da denk geldim bunlara hard rock cafe’de. oturmuşlar laptop başına açmışlar outlook’u bi hararetli konuşmalar tartışmalar havada “fucking this” “fucking that” uçuşuyor. Dedim James ne oldu? İşte mail atamıyorlarmış bilmem ne, tınmadım pek bunları ama gençliğimiz uğruna dedim yardım edeyim sabilere. Açtım outlook ayarlarını yaptım falan, attık maili. Tamamını Okuyun…

Lost Underground Art Show

Lost hakkında biraz interweblerde sörf yapayım dedim sonra linkleri linkleri, tıklar tıkları izledi ve bir anda kendimi “lost yeraltı sanat şov” sitesinde buldum. İlk aklıma gelen bu herifler acaba abc’ye copyright paracıkları ödüyorlar mı acaba oldu. Sonra dedim, bana ne lan bundan. Öderler, ödemezler. Elalemin derdi beni mi neyse ne.

Lost ile ilgili olan herkesler gibi ilgimizi hemen çekiyor bu tür lostsal şeyler ve hemencecik incelemeye alıyoruz. Elemanlar çizmiş, etmiş, satmış bile çoğu resmi. Ayrıca locke beberuhisi ve hurley pancar’ının mini modelleri de çok tatlı diyip linki verelim ve sonra da tarih beni yargılasın. Meeaaauz ile dürt