Tag Archive | download

Türk Müziğinde Kallavi Açılım! (or How I stopped Worrying and Loved Thrown to the Sun)

Tarihi unutanlar onu tekrar yaşamaya mecburdurlar diye bir laf vardır, ki başıma tam da bu geldi bak. Anlatayım. Sene 1990-91 falan, biz çok metalciyiz o zamanlar. Liseliyiz. Hakkını veriyoruz liseliliğin her türlü. Herneyse, o zamanlar İstanbul’da efsanevi Laneth dergisi çıkıyor. Öyle internet falan yok tabi. Metale ve metalciye ait yaşanmışlıkları Laneth’ten takip ediyoruz hahaha. Bi de denk gelirse sahaflardan falan eski Metal Hammer, Kerrang falan bulursak ne ala…

Konuyu yine hafif pembeleşinceye kadar karıştırdım bak. Ne diyodum. Ha biz de gençlik ve liselilikle harmanladığımız metalciliğimizi alıyoruz ve bir underground metal fanzine yapıyoruz. Fikri kuzenim Batu’ya aittir. En başta aklımda ben, Batu, Hasan, Turgut ve Yiğit diye arkadaşlardan da oluşan bir çekirdek kadro kalmış bak, başkası varsa çıkıp cenk hakkımı yeme desin! Daha sonra bi sürü başka adamlar bu projeye dahil olacak ve birgün şu an düşündükçe inanamadığım bir şekilde bir sayının tüm parasını birlikte yemek sureti ile dergiyi batıracaklardır bunlar. Lan ilk parayı biz ortaya koymuşuz, kazandığımız para ile de yeni sayının giderlerini karşılamışız. Şu an hatırlamadığım yaklaşık 10 sayı falan mı ne sonra, sonradan dahil olan bu adamlar dergi parasını harcayıp bitirmiş dergiyi..Vay amına koyim ne mal adamlarız biz değil mi?

Evet işte o dönemler ben de kalkıp bilmem ne grubunun tarihçesi, yok efendim bilmem ne albümünün kritiği falan gibi şeyler yazıyorum haliyle. Bi de adam gibi ingilizce bilen tek adam olarak Metal Hammer’dan falan çeviri yapıyorum. Ya ne yapacaktım ki? Kalkıp heriflerle röportaj yapacak halimiz yok ya hahaha. Herneyse işte ben bu geçmişimi tamamen unutmuştum bak tekrar yaşamaya mecbur kaldım bugün itibari ile ki, Thrown to the Sun diye bir grup çıktı ve “Of Oceans and Raindrops” diye bir albüm çıkardı 2 gün önce…Ben de bunu yazayım dedim. Yazmalıyım dedim. Onu yapıyorum şimdi bak. Gerçi daha hiç yapmadım henüz. 3 paragraf yazdık…hikaye.

Bak yemin içiyorum 2 gündür paso dinliyorum. Lan bir Türk grubu mu dinliyorum yoksa Florida’nın bağları vardır siz bilmezsiniz ho ho ho, Tampa’nın oralarda leb’i derya bağlar, işte oradan kopmuş gelmiş bir grup mu dinliyorum karar veremedim. Yok lan yalan söyledim, ya da söylemiş olabilirim… ben de bilmem Florida’yı…Ama nedense bana insanlar hep “Cenk sen Florida’ya gitmiştin di mi” derler. O beklentileri karşılayayım dedim yoksa Florida dediğin abede’den penis gibi sarkan bi coğrafya bana ne alla allaaa.

Evet bu Thrown to the Sun, http://www.pasifagresif.com isimli takip ettiğim bir sitenin yazar ve okurlarından oluşmuş, ve yukarıda da dediğim gibi 2 gün önce albümlerini interweblere indirilebilir olarak sunmuş arkadaşlar. Kısaca belirteyim albüm internet dilinde “epic” lafını hakeden bir albüm olmuş. Tanımam etmem hiç birini, aranızda yalakalık ettiğimi düşünen varsa diye söylüyorum. Ayrıca böyle düşünenler düşünce suçu işli…..sonunu getiremiyorum.

Zaten 2 şarkıyı mı ne önceden yayınlamışlardı. Bakın ayağınızı denk alın tarzı bi gösterme ama vermeme durumu yapmışlardı. Nasıl birşey ortaya çıkacağı hakkında fikir veriyordu. Özetlemek gerekirse, ki böyle şeyleri de pek beceremem bi de komik bulurum, yok efendim Kuzey Avrupa death metal tandanslı, black etkileşimli, gotik brutal, progresif oryantel atomistik pandizot tarzında tınlıyor falan diye hahaha ama yapayım bak becerebildiğim kadarını.

Thrown to the Sun, özüt death metal yapıyor. Doğala özdeş aromada progresiflik var. Yer yer bana en çok death ve gojira’yı anımasttı ama ufaktan ha. Yoksa bu grupların da taklidi de değil. Kendine has, gayet leziz bir tarzı var. Herkes enstrümanını adam gibi çalıyor. Bakın biz sikertiyoruz ha diye sıkıcı progresiflikler de yok. Melodi var abicim ya. Zaten olay da bu bence. Müzik dediğin benim düşüncem rif’tir haha :D Dinliyoruz da ne dinliyoruz? OOoo adamlar süper çalıyor ama ne çalıyor melodi yok tribi değil! Thrown to the Sun’da teknik/melodi/run kombosu çok güzel harmanlanmış ve ben 2 gündür deli gibi dinliyorum. Tam ulan bu şarkı tam olmamış mı diye düşünürken bile bi olay oluyor ve vay babayuun kemüü dedirtiyor mesela Laceration şarkısında “ulan bu doldurma şarkı galiba” diye düşünüyorum ve bir anda 1.30’da bir son rif geliyor osurtuyor. Genç gibi kafa sallayasım geliyor :D

Tek tek şarkıları yorumlayacak kadar hakim değilim henüz çünkü ortada gerçekten defalarca dinlenip hazmedilecek bir OPUS var! İlk dinlememde ilk şarkıyı mesela 10 kere falan üstüste dinledim, ilerleyemedim çünkü tek rif’ten oluşan intro gibi bir şarkı bu ama öyle bir rif’ki Türk metali bugünleri de gördü ya şükürler olsun dedirtiyor resmen. Sonra tüm albümü 2 gündür döndürüyorum ve diyorum ki kısacası ey arkadaşım, sen bir metal müzik dinleyicisi misin, illa death metal fanı olmana gerek yok tabi, zaten death metal fanıysan erken boşaltıyor albüm uyarırım, ama rock/jazz falan dinliyorsan da müzikten anlarım diyorsan da al sana günün fırsat ürünü! Hatta bakınca bu sene opeth, machine head, mastadon gibi çok beklenen albümlerin yanına sırıtmadan konacak bir albüm açıkçası. Al koy sen de. 2 dakika insan ol. Daha da konuşturtma cenk abini.

Son paragrafta biraz da kendimi övmek sureti ile yazıyı sonlandırayım diyorum bir yavşak gibi. 1994 senesinde Türkiye’nin ilk death metal albümünü Death Project olarak “Mission Accomplished” adıyla çıkarmıştık. O zamanlar şartlar çok zordu bugüne kıyasla. Akustik davul kaydetmek diye bişey yoktu. Bi sikim yoktu ya bugüne oranla. Kısacası bu yolu biz açtık biz olmasak dünya olmaz demeye getiriyorum hahahaha. Aradan 17 yıl geçmiş bak. Bu zaman zarfında “lan Türk grubudur destek olalım işte” mantığı dışında alıp da dinlediğim bir Türk grubu olmadı (Dr. Skull vardı lan gerçi…hmmm evet Dr. Skull’da hakkını vermişti valla onu da not düşelim buraya) Herneyse demek ki 1 grup varmış harbiden takdir ettiğim. Thrown to the Sun’da destek mestek hikaye, severek, zevk alarak dinlemek için yapılan bir müzik koyuyor ortaya.Alın dinleyin. Şimdi de link vereyim de bu Orhun yazıtları gibi uzayan yazıya son vereyim. Albümü aşağıdaki linklerden indirebilirsiniz hem mp3 hem kayıpsız flac olarak.
resmi site / bandcamp / pasifagresif

Heroes of Might and Magic 6 Skidrow Crack Çıktı!

Bakın oğlumu çok taşıyorum. Bir kanguru sistemi var takıyorum onu ve göbekte oğlumla evde yürüyüp duruyorum. Bu esnada salona geliyorum ve görüyorum ki Kuzey ve Güney dizisi var. Görüyorum bu diziyi. Paso “Kuzey aman öyle yapma”, “Kuzey iyi düşün bak” falan diye Kuzey kuzey diyip duruyorlar. Oğlanın adı da kuzey olduğu için kıllanıyorum. Yoksa oğlumun adı dönemin moda ismi mi olacak? Tabi bunlar önemli değil. En önemli olaya gelmeden önce ufak bir ayrıntı olarak Heroes 6’dan bahsedelim.

Evet ben bu seriyi hep sevdim, hep sevegeldim, hep sevmeyi planlıyorum allah kısmet ederse. 5. oyunla birlikte 3D olan oyunumuz sanırım eski haline ufak tefek değişiklikler eklenerek kalıp bölümü mezunu, sosisli sandviç yapmayı bilen semender aranıyor.

Şimdi evet bu oyunu ben kurdum ve hemen bir hata aldım! Neydi o hata?  “Ubisoft Launcher Error 2” hatası! Bunun üzerine şu adımları izleyerek oyunu çalıştırmayı başardım.
1) Oyun çalışmazsa Might & Magic Heroes VI.exe’den masaüstüne kısayol yapın. Bu kısayola sağ tıklayıp özelliklere gelin ve burada hedef’te .exe’den sonra /offline ekleyin yani örneğin şöle olacak “E:\MightandMagic6\Might & Magic Heroes VI.exe” /offline
2) Yukarıdaki adım yardımcı olmazsa, ki bana olmadı, gu.exe’yi çalıştırın, oyunu update edecek bu ve daha sonra bu update’i kurun. Tekrar offline’ı eklediğiniz bir kısa yol oluşturun ve bırakın ubisot patch’leri yapsın daha sonra oyun açılıyor.

Yada daha doğrusu bende böyle oldu. İlk izlenim olarak (15 dakika oynadım) kahramanımızın sadece tek bir vuruş yapma olayı tırt olmuş ama belki ilerledikçe yeni özellikler açılıyor olabilir.

Herneyse asıl önemli olan konu ise ben bu Kuzey/Güney dizisinde Kuzey karakterinin telefon tutması dikkatimi çekti. Bu kuzey telefonu tek parmağı ile kafasına doğru itiyor. Bakın şöyle:
Sonra dedim ulan kesin böyle telefon tutanlar çıkar karşıma yakında dedim ve internetlerin derin sularında yaptığım araştırmalara göre zaten bu bir hareketmiş! Bu bir “Kıvanç Tatlıtuğ cep telefonu tutma modası başlatıyor” durumuymuş değerli okurlar bak!

Evet skidrow crack’i ile birlikte oyunu indirmek için tam bu noktaya sürklase olma zamanı geldi.

It’s Always Sunny in Philedelpia 7. Sezon Başladı!

Biliyorsunuz İsrail ile olan ilişkilerimiz 2. Katip düzeyine indirildi. Ayrıca Zara’da da bir indirim varmış bana gelen bilgilere göre. Biliyoruz ki inen şey kalkacaktır zamanla, çünkü evrendeki şeyler genellikle normal dağılıma tabidirler ve sinüs eğrisi gibidirler. İnen kalkar, kalkan iner, kılıç kalkan, zengin kalkışı ne demek lan? Ne demek o aniden kalkınca onun zengin kalkışı olması? Allahım yarabbim.

Şimdi de yazımızın, bir arabanın arkasında gördüğüm bir nüktedarlığını paylaştığımız yerine geldik. Bugün bir araba gördüm arkasında şöyle yazıyordu “Bana yapacağın gider ancak hoşuma gider!”...Evet inanabiliyor musunuz? Bunu beğendiğimi kabul etmem yıllarımı alacak, aynı liseli bir metalci iken Snow’un Informer şarkısını sevdiğimi kabul etmemin yıllar alması gibi.

Deha ile delilik arasında ince bir çizgi var lafını düşünüyordum bu sabah etejerin başında. Lan dedim bu lafı edenlerle “lezbiyenlik negzel lan” düşüncesinde olan abaza türkleri aynı kafada olsa gerek dedim. Bu insanlar gerçek hayatta deli ve lezbiyen görmemiş insanlardır ve ne derler bilirsiniz, “Görmemişin kazı olmuş, kalkmış balta ile kafasını kesmiş”. Peki niye? Tabi ki görmemiş de ondan. Aslında ağaç kesiyormuş ama kaz gelmiş bunun yanına, bu da görmemiş ve kafasını kesmiş balta ile. Sonra da çarçur olmasın bu kaz bari diye palaska satın alıp divana uzanmış. Zaten başka birşey yapsa çok mantıksız olurdu!

En komik diziler hangileri diye bir liste gördüm hazine ararken Erdek’te. Bu listeye göz attım. Sonra kafa attım ve en son kazık attım, yetmedi kanattım hatta. Dizine rapido kalem bastırdım, sonra sağlı sollu ataklarla fodepara zorladım ve diskalifiye olmasını sağladım. Kısacası hayatını kararttım bu listenin, tam ölüm döşeğindeydi ki kulağıma şunu fısıldadı. “Belarus’a gitme laf olur Cenk”.
Buradan download et / Buradan alt yazı bekle

Opeth’in Yeni Albümü Heritage İnternete Düştü!

Saat sabah 5:30… cumayı cumartesiye bağlayan gece… ve tam yatıyordum ben ama bir anda içimde bir pıtırcıklanma potemkin zırhlısının kült merdiven sahnesinden yuvarlanırcasına önce diz kapağıma oradan dilimin altına oradan da parmaklarıma ilerledi ve ben son yılların crazyshark’dan sonra en manyak metal arşivine sahip sitesi bunalti.com’a gittim ve bir de ne göreyim? En üstte Rüya Tiyatrosu Dream Theater’ın yeni albümü, laf sokan ismi ile “Dramatic Turn of Events” (ki burada şair eski davulcusuna sesleniyor :D) , onun biraz altında da Opeth’in yeni albümü Heritage!

Ayın sonuna doğru çıkması beklenen albüm internetlere akmış bulunuyordu ve bu linklerin burada yer etmesi gerekiyordu! Yukarıdaki link bold olduğu için link olduğunu anlamadıysan değerli opethsever, TIK ET BURAYA, ki senin için 2.bir link eklemiş olayım. İster mp3 ister de FLAC olarak indirebilirsin ha onuda belirteyim her iki albümü de.

Download’cunun Seyir Defteri Konu 35: Releaselog Kapalıyken Ona Benzer Siteler…

İnternet bir abaküs ise ve bizim aradığımız şey bir abaküs topçuğu ise, o topçuk abaküsün bir yerindedir ve fakat neresindedir? Hatta abaküsün neresinde olduğunu bilsek bile , tam o topçuğuna nasıl ulaşacağız abaküste Daniel ?” diye sorduğu zaman Jesse bana, dikkatim bir an için dağıldı. Üstüste defalarca abaküs demişti ve sadece abaküs lafına yabancılaşmakla kalmamış, sinüs, kosinüs, kotanjant lafları ile de aram açılmıştı. Ortak katların en küçüğünü ise görmeyeli belki de 15 yıl falan olmuş olmalıydı.

“Saçmalama Jess”, diye söze girdim. “İnternet bir abaküs falan değil, hiç olmadı da…Belki çok zorlarsak kehribar rengi bir pandizot ya da bir ortamda “ne nanan na” şarkısı çalınca sadece “ne nanan na” kısmına eşlik eden ama vaya con dios’un selamı var dediğinde bu selamı almayan…” Aniden laflar boğazıma tıkandı, nefes alamaz oldum bir an için, çünkü gözümün önünde Jesse 0.7 uçlu bir kalemi aort damarına saplamaya başlamıştı. Böyle bir anda ne yapabilirsiniz ki? Ardı ardına kalem boğazına saplandıkça, gırtlağından acı dolu hırıltılar çıkıyordu. Her kalp atışı ile ileri fışkıran kanının şiddeti, gözlerindeki hayat belirtisi gibi azalmaya başlamıştı Jess’in. Onlarca kez kendi boğazını deldikten sonra artık motor becerilerini kaybetmeye başlamış ve kalemi boşa sallar olmuştu.

O an aklıma geldi ki, ben ne yapıyorum burada lan dedim kendi kendime. Jess bana Daniel diye hitap etmişti, benim adım bu değilki. Benim adım Cenk lanet olsun! Hatta Jess de kim adeta ve resmen? Ben Jess diye birisini tanımıyorum ki lan! “Kusura bakma abla ben seni birisi sanmışım” diyip çıktım dışarı ama aklımda bir soru hala yankılanıyordu. “İnternet bir abaküs olsa…”

Evet bu kısa hikayeden anladığım şudur benim. Releaselog hem benim hem de milyonlarca sezar salata seven insanın en sevdiği release sitelerinin en başında gelir! Ama bu popülerlik ona “kar marjları”nda olduğu kadar “bela” olarak da geri döner bir bumerangımsı şekilde. Bu örnek güzel oldu çünkü sitenin sahibi olan martin bir avustralyalıdır hatta gibilerinden ara bilgi anı yaşayalım şu an. Çünkü sıksık bunun site kapatılmaktadır. Martin oğlan ise alır sitesini bir o ISP’ye bir bu server’a taşır durur. Arada da bu kapanmalarda bazen 2-3 gün bazen 8-10 gün kapalı kalır site ve biz özleriz releaselog’umuzu. Peki bu gibi anlarda ne yapacağız? Releaselog kadar nefise karatay olmasa da ona benzerimsi siteler yok mu? Elbette var! O zaman bu sitelerden bir kısmını sizlere anlatıyorum. Scenesource / Sceper / Scenedowns / IRFree / OneDDL /All in One Stop / Freshwap

Aslında daha da var da şimdilik bu kadar releaselog gibi site,  siz değerli maki yetiştiricilerine yetsin!

Curb Your Enthusiasm 8. Sezon Başladı! Kutlu Olsun!

Tüm zamanların en iyi komedi dizisi olan Curb Your Enthusiasm’in 8. sezonu bugün başladı. Ama görüyorum ki aranızda “hadi lan bilmemne dizisi daha komik” diyenler var! Bakın kibarca söyleyeyim sizi döverim.

Curb’ü dünyanın en iyi komedi dizisi yapan şey sadece komik olması değil zaten. Larry David’in hem bölümler içinde olan farklı olayları ayrı ayrı getirip sonunda spektaküler bir şekilde bağlaması, bunu yaparken aynı zamanda da utanç ve gülmekten karın ağrıması arasında getirip götürmesi ve aynı zamanda tüm bu olayların da o sezonun “arc”ı (genel sezon konusu) içine süper bir şekilde yedirmesi. Tek bölümü seyreden kişiye de komik, ama genel sezonun konusunu biliyorsanız daha da komik.

Larry, Jerry ile birlikte Seinfeld dizisinin co-creator’u ve ana yazarı olduğu için yüz milyonlarca doları cebe koymuş ve curb’ü de adeta kendini eğlendirmek ve ego için yaptığından dolayı kafasına göre bi sene 1 sezon yap, sonra yapma sonra tekrar yap falan şeklinde devam eden bir abimizdir. Ayrıca yayın zamanları da kafasına göredir abimizin. Bir sonbahar dönemi girer, bir yaz, bazen çat ocak’ta çıkar karşımıza…

Herneyse ya amma yazdım.”Michael Jordan iyi basket oynar ha” tarzında gereksiz bişekilde. O yüzden bir iki link verip kopayım. Al buradan download et / Burada da tüm bölümler var

F.E.A.R. 3 Skid Row Tarafından Yayınlandı!

Evet Kazakistan’ın Alma Ata şehrinde kadı asker olan ismini vermek istemediğim şahsın kızıdır Alma. Üstünde çeşitli deneyler yapılmıştır. Mesela şişenin içine yanan pamuk atıp şişenin ağzına pişmiş yımırta koyuş gibi testler…Düşünün siz tabi bu kızın halet’i psikolojisini. Tüm atmosferin basıncının o zavallı yımırtayı bir fasikül gibi içeri patlatışını (implode olayı yağızım!).

Evet sürreal bir giriş paragrafı oldu adeta! Ama tabi gerçeklerle de bir miktar içiçe geçtiği için adeta hayal ile gerçeğin arasındaki çizgiyi blurlayan bir david lynch sahnesi gibi oldu da denilebilir, hatta vasiyetimdir, denilsin bu. Yani Brezilya’lı topçu Danilson gibi ama tam değil, Denilsin.

Çeşitli p2p grupları tarafından türlü şekillerde yayınlanan, clonedvd’si çıkan oyunumuzu bugün Skid Row karşımıza çıkardı. Ben ilk oyunu çok sevmiştim. Ofislerde geçiyordu sürekli gerçi. Ama yine de bir ofis ortamında çatışma olduktan sonra ortamın vaginasına müthiş konuyordu! Ne vulva kalıyordu ne bişey! Toz, duman, uçuşan kağıtlar, yıkılan duvar parçaları falan acayipti. Gerçek hayatta yapmak istettirdi bana bunu. Bir diğer gerçek hayatta yapmak istediğim şey çocukluğumdan beri ise Pembe Panter filmlerinde Peter Sellers’ın Capon yardımcısı ile evin içinde kavga ederken evi darma duman etmesidir!

2. oyun da fena değildi bence ama ilki gibi değildi. Hikaye ve Alma’nın olayı biraz daha açıldı ve şimdi artık 3. oyun var ama ben arada korku oyunları oynamaya tevbe ettim, hatta tevbe içtim bile diyebilirim. Tövbe tövbe…Harbiden olm, korkuyorum lan :D Herneyse herkes benim gibi tırt olmasa gerek diye download linkleri verelim ve bakalım dalgamıza. Buradan indirebilirsin / Buradan da indirebilirsin
Not: IGN’ye baktım da 8.0 not almış epey iyi galiba oyun. Ayrıca oyunun dilini değiştirmek istiyorsanız skidrow ile gelen language.exe’yi kullanmalısınız.

Alice Madness Returns için Reloaded’dan Proper Geldi! (Çok Acayip)

Daha önce skid row tarafından ve p2p grubu theta tarafından çeşitli crack’ler, crackfix’lerden sonra bugün de scene’in bir diğer babayaro grubu reloaded tarafından bir PROPER geldi oyunumuza…

Ama çok acayip bi şey var ki, reloaded’ın crack’i 2GB’tan büyük! Evet doğru okudunuz karşımızda battalgazi’nin oğlu seyit battal (malatya serdar’ı olarak da bilinir) boyutlarında bir crack var ve reloaded’ın nfo’da açıklamasına göre skid row’un cracklerken kullandığı oyunun dosyalarından biri olan Chapter2_W1_Bottle1_01_S.umap’de bir hata var (diyor reloaded).

Şimdi aslında ben konudan kopma konusunda çok başarılıyım o belli de, Ryan Dunn ölmüş be abi şu an bakıyorum aynı zamanda. Sarhoş araba kullanmaktan gece 3’te kaza yapmış, araba paramparça, zaten yanmış falan…Severdim Ryan’ı, ki çoğu kişi Jackass’ten tanıyacaktır ama ben daha da eski CKY video serisinden tanırdım. O tayfadan Brandon DiCamillio ile en sevdiğim adamdı Ryan Dunn…Ne diyelim ya hayat bi garip.
Burada da reloaded’ın devasa crack’i var. Skid Row versiyonu ile uyuşmadığı için tüm oyunu baştan indirmeniz gerekiyor(muş).

Alice Madness Returns Sorunlarını Çözen Crackfix Yayınlandı! (Castle Bölümünde Çakılmıyor)

Castle bölümünde çakılan oyun u yayınlayan skidrow, kendi hatasını düzelten bir crackfix yayınladı. Daha önce p2p gruplarından THETA tarafından da bir crackfix yayınlanmıştı gerçi ama özellikle software konusunda scene’den şaşmayan saç stilim dolayısı ile bugünü bekledim ben de!

Evet tek yapmanız gereken şey, diye başlayıp aslında 2 şey söyleyeceğim o yüzden, tek yapmanız gereken şey, şu dediğim 2 şeyi yapmak olsun: 1) Oyunu tekrar kurun ve bu crackfix ile çalıştırın, 2) ….Alice Madness Returns\Alice2\Binaries\Win32\Core\EACoreServer.exe dosyasını firewall ile internetlerinizden uzak tutun ya da daha kolayı var, silin EACoreServer.exe dosyasını.

Buradan indir crackfixi / Buradan da download edebilirsin gamsız

Alice: Madness Returns SkidRow Tarafından Yayınlandı!

Postacı kapıyı 2 kere çaldı ve ben de açtım kapıyı. Hiç kimseden birşey beklemememize rağmen adam bize bir kutu bıraktı ve bir imzamı alıp gitti. Allah allah bu kutu da neyin nesi diye düşündüm….

Ev arkadaşlarım evde yoktu ben de kutuyu açtım ve oldukça şaşırdım. İçinden bir projektör çıktı. Tabi bugün için artık “düz” aletler olsalarda sene 2000 falan olduğu için o zamanlar “hayali kurulan aletler” sınıfındaydı projektörler. Biraz sonra ev arkadaşım Sedat geldi ve olayın aslı ortaya çıktı. Abisi internet üzerinden bu aleti almış, ama Türkiye gümrüğünde sorun çıktığı için ABD’ye geri yollanmıştı alet. Abisi de bizim adresi vermiş ve bir gün aniden kapımda postacı belirmişti.

Bizde 2-3 ay kaldı o projektör ve ben quake 3 oynadım çok. Diğer ev arkadaşımız olan cankat ise msn ile chat yaptı kız arkadaşı ile hahahah. Ulan projektör bulmuşuz adam Türkiye’deki kız arkadaşı ile chat yapıyor duvarda Allahım yarabbim :DDD

Sonra ben oyun oynarkan bir sürü insan beni seyretmeye başladı. O zamanlar yeni çıkan American McGee’s Alice’i oynarken özellikle. Benim odaya 4-5 kişi doluşulur, ben de oyunu oynarken millet yere yatıp içki, popcorn bilmemne film gibi seyrederdi. Ben de oyunu göstere göstere oynardım bu durumda, hatta hiç unutamadım bir sahne vardır ki bayır aşağıya koşuyoruz biz ve arkamızdan İndiana Jones’daki gibi dev bir kaya yuvarlanıyor ve anlık hareketlerle kaçıyorum bundan ve ara sıra arkama dönüp bakıyorum ki millet görsün kaya ne kadar yakında falan diye. Herkes heyecanlı bir macera filmi gibi falan gaza gelip bağırmaya başlamıştı…gaz bir andı benim ve seyirciler için haha.

Oyunla ilgili aklımda kalan diğer bir anı ise haritaların değişmesi üzerine kurulu  olan bilmeceler di ki, bu da aslında artık o kadar büyük bir olay değil günümüz gelişmiş konfigürasyonlu bilgisayarları için ama o zamanlar haritaların değişmesi falan olaydı. Herneyse ben epey sevmiştim alice’i ve aradan bu kadar geçen zaman sonra oyunun 2.’si bugün skidrow tarafından yayınlandı. Herkese tavsiye ederim.
Buradan indirebilirsin / Ya da buradan da indirebilirsin

UPDATE: Bu release sanırım yakında nuke’lanacak ve proper / crackfix çıkacak çünkü oynayanlara göre yaklaşık 45 dakikalık bir zaman sonra Castle bölümüne gelince oyun “This Software has been modified or tempered with, The game will now exit. Please install original software!” diyerek kapanıyor. Proper yayınlanınca buradan bildirecem ben bıldırcın seven dostlar!

Duke Nukem Forever Razor1911 Yayınlandı (Sonra Crackfix’i Çıktı)!

Oyun tarihinin en çok ertelenen oyunu 125 şirket ve 525 oyun motoru değiştirdikten sonra sonunda çıktı! Kulislerde kıyamet alameti olarak bahsedildiği anda dur! Sana diyorum dur 2 dakika…

Kulisler ne lan? Hep kulislerde şunlar konuşuldu falan denir, neresi bu kulisler? Bakın ben bu kulis lafını zaten az evvel 10-15 kez üstüste söyledim, sen de söyle, kulis kulis kulis diye, çok pis bi laf bu kulis! Kulislerde konuşanlar TİB yasaklasın adeta, çocuklarımıza kötü örnek oluyorlar yemin ederim, and içerim, tevbe ederim!

Evet ne diyorduk, ilk defa Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde kulislerde bahsi geçen oyun Duke Nukem Forever sonunda çıktı ve dönemin her oyunu gibi sorunlu çıktı. Zaten bir oyun da birkez tam çıksa dişimi kıracağım diye bir laf var ya, o da çok saçma bir laf bence. Heryer bitti dişini kır sen daha…allahım yarabbim.

Ve hem seçim dolayısı ile işlerin çokluğu (ve bokluğu diye kelime esprisini yapmasam da ben siz yapmışım gibi düşünebilirsiniz), hem faşist internet yasaklarının iyice yaklaşmasının üzerimde oluşturduğu depresif halet’i ruhiye, hem karımın doğumunun artık 10-15 gün içinde olacak olması dolayısı ile bloglarda geç kalıyorum bazı şeylere farkındayım, ki bu yazı da 1-2 gün geç olmuştur ama niye yazıyorsam bunu onu da bilemiyorum o zaman bir ninni ile devam edelim mi? Edelim diyenler hemen kendilerine bir tokat atsınlar.

Evet oyunumuz çıktı. Save sorunu yaşanlar oyunu admin olarak çalıştırsınlar. O zaman save ediyor. Ayrıca Razor1911 2. bir crack çıkarttı, problem yaşayanlar ilk crack’in üstüne bu ikinci crack’i kurmalılar. Ve hatta tıkırdama ve yavaşlama sorunlarını çözdüğünü iddia eden bir p2p crack daha var ki bence onu en son deneyin. Ben artık hiç bir oyun oynayamadığım için bunu da oynayabileceğimi sanmıyorum ama vazifemi yapıp haberini veriyorum. Bir diğer haber verdiğim olay da şudur: Beatles dağılmış olm! Hatta 2 kişi ölmüş onlardan darmadağılmış kısacası!

Buradan Duke Nukem Forever indirebilirsin gamsız / Buradan da indirebilirsin

Kıyamet Alameti: Duke Nukem Forever Demo Çıktı!

Öyle bir dönem geldi ki hayatımızda, o an öyle hissettik ki, beatles’ın orjinal üyeleri ile tekrar bir araya gelmesi ve yeni bir albüm yapması, duke nukem forever’ın çıkmasından daha olası gözüktü bizlere ve bana. Evet ama demek ki atasözleri boşuna söylenmiyormuş, sabreden derviş sabrın sonu selametmiş!

Bugün değil de dün gördüm bunu aslında ilk olarak ama pazar günlerini palazlanmak için ayırmış bir insanımdır, yazamadım bu yazıyı dolaylı tümleç. Ama bugün işte tam burada duke diyorum sizlere, nukem diyorum, forever diyorum. İnebahtı savaşından beridir beklenen sürekli ertelenen oyun sonunda gerçekten yayınlanacak gibi görünüyor.

Gerçi demoyu oynayan insanlar pek beğenmemişler ama zaten 4352 beklenen bir oyun kimseyi tatmin edemez o da var. Beklentileri minimalde tutmak hayat için iyi bir perspektif olagelmiştir. Bu arada demo için tekrar directX kurmanız gerekebilir. Özellikle eksik dll hatası alıyorsanız bunu yapmanız tavsiye ediliyor. (0xc0150002) hatası alan arkadaşlar için ise duke nukem forever klasörü içindeki redist klasörü içine vc2008 kurmaları tavsiye edilmiş. Deneyenlerin yalancısıyım diyelim ve link verelim.
Ahanda buradan demoyu indir / Burada da duke nude em!

Angry Birds Rio PC İçin Yayınlandı! (Theta v.1.1)

Asabı bozuk kuşlar geri geldi! Ne kadar vasat bir giriş cümlesi oldu. Moralleri bozuk kuşlar falan mı deseydim acaba? Bilemedim bak şimdi. Sanki yarın bilecekmişim gibi şimdi dedim bi de.

Şaka lan şaka, bir an için tereddüt etmedim yazdıklarımdan. Yoksa cidden önemsedim mi sandın giriş cümlesini? Herkes bilir ki bir yazının en can alıcı cümlesi 9. cümledir. O da bu. Nasıl 9. cümle ile akıl almadım makarnacı seni! Hahaha birisine gerçekten makarnacı diyen var mı acaba, kesin vardır…

Evet bu iphone’cuların olmazsa olmazı angry birds’in rio versiyonu geldi. İ-insanlar çok gururlu bu oyundan, oyunculukta mobilitenin belini kırıyorlar ya. Yanlız ilk oyunda olduğu gibi bir haberim var, 3×4 cm kare alanda oynamaktansa 1920×1080 çözünürlükte 24 inç monitörde oynamak daha zevkli, az evvel denedim de biliyorum. Hatta ben bu angry birds’ü iphone’da hiç oynamamıştım. İlk pc’de oynadım sonra aradan zaman geçti bi baktım bir arkadaş iphone’da oynuyor, incelemeye aldım ve tiksindim o an, açıkça söyleyeyim hahaha. Lan düdük makarna gibi bi yerde oynamak var bi de davlumbaz gibi ferah ferah hatta şebnem ferah bi monitörde oynamak var. Akıl var mantık var. Olacak şey var, olmayacak şey var!

Her ne kadar p2p gruplara pek güvenmesem de THETA release’ler genelde güvenilir oluyor. Minecraft’ta bile hatta 1.5 theta versiyona geçtim ki yeni 1.6 çıktı onda da. Şu anki save’im de devasa bir maden alanım var geçmek istemiyorum ona daha. herneyse minecraft zaten hayatın ta kendisi oldu çıktı şimdi angry birds konuşuyoruz! Hemen link verip yok oluyorum. Buraya indükleme yazdım ama aslında download linki yazmam lazımdı haha + ha!

UPDATE: Angry Birds Rio 1.1.1 versiyonu da yine THETA tarafından yayınlandı. (Angry Birds Rio v1.1.1 cracked READ NFO-THETA) Bu update’de Carnival Upheaval adında yeni bir dünya, 15 yeni level ve bir takım bazı yeni şeyler var. Şu an seçim programı için teaser yapmak zorunda olduğum için hemen gidiyorum linkimi verip. Meauz için link noktası.

Deus Ex Human Revolution Prebuild READNFO P2P İnternetlere Aktı!

Geyik avlamayı sevip sevmediğimi bilmiyorum. Sanırım sevmiyorumdur bence. Ama belki daha kötü birşeye tercih edebilirim bunu, mesela kıkırdaklarıma birisi el bombası mı atsın yoksa geyik mi avlayayım diye bir seçimde falan geyik avını seçerim diye tahmin ediyorum.

Karga tulumba bir yere götürüldüğüm zaman ilk 7 dakika nefes almadan dururum. Sonra tulumba tatlısı istediğimi belirtirim. Eğer bu isteğim yerine getirilmez ise o zaman DEUS EX diye bağırırım avazım çıktığı kadar. Avazınız çıktığı kadar bağırınca tansiyonunuz da çıkar biliyor muydunuz? Çıkmaz demeyin, size de çıkabilir! Ama önemli olan o değil şimdi.

Bir ortamda DEUS EX diye bağırdığınız zaman bazı reaksiyonlar almaya başlarsınız. Ben size 2011 senesinin haziran ayında deus ex anlatacak değilim. Ama şunu anlatacam. Deus Ex diye bağırdığınızda bir kalabalık içinde (Sesi duyan insan sayısı x 0.11) adet insan oyunu tekrar kuracaktır çünkü o öyle bir oyundur! Evet böyle oyunlar vardır bir hatırladık mı tekrar kurarız onları ama ben genelde sonunu getiremem bu ikinci üçüncü kuruşların onu da söyleyeyim.

VE karşımızda asırlardan beklenen serinin 3. oyunu YOK! Evet yok henüz ama bir prebuild internetlere akmış durumda. Oynayanlara göre yaklaşık 4-5 saatlik bir içeriği var oyunun henüz yani tamamı değil! Ayrıca bazı kişiler sorunsuz çalıştırabilmelerine rağmen bazıları ise sürekli çakıldığından şikayet ediyorlar ki bu da gayet normal. Ayrıca bir 2p2 release’i. Dolayısı ile ben dragon’s den dragon’u olsam “bu sebeplerden dolayı ben yokum” derdim. Yine de merak eden kitle için link vereyim de ne olur ne olmaz!

Fable 3 Skid Row Tarafından Yayınlandı!

İş, hamile karım (ve son zamanların hastalığı minecraft) dolayısı ile bloglarımı iyice siklamen oldum biliyorum. İsteyeren seçmiyorum bu siklamen rengini ama dediğim gibi buraya bişiler yazacak pek zaman bulamıyorum. Sadece böyle her hangi bir oyun çıkmışsa ve bu oyun bombastik stokastik bir oyunsa hemen bi 5 dakika da elleşiyorum. Bir tanıdığa bakıp çıkıyorum. Şimdi de öyle oluyor.

Fable 1’i çok sevmiştim. RPG/Action olayını iyi ayarlamışlardı. Combo üstüne combo kırıyordum ama şu an 19 Mayıs ve TV’de hoplayıp zıplayan parande atan kişiler var ve bu neden böyle oluyor acaba? Gençlik denen kişi hayatını böylesi atletik faaliyetlerle mi geçirir? Ya da geçirse iyi olur diye mi düşünüyor büyüklerimiz? Çocukken böyle olaylara götürüldüğüm zaman çok sıkıldığımı hatırlıyorum.

Herneyse Fable 2 bir PC oyuncularını es geçmişti ama şimdi 3 bizi bekliyor. Oyunu save edebilmek için offline Games for Windows Live (G4WL) profili yaratmanız gerektiğini de belirtip link vereyim de yetişmesi gereken bir yemek programı jeneriği var ona döneyim hemen :D Ta buradan indirebilirsin / Ya da buradan da olur

Witcher 2 Skid Row Tarafından Yayınlandı!

Halk,

Sana haberlerim var. Polonya’nın bağrından kopup gelen, gelmesi beklenen ama beklerken özel bir davranış sergilenmeyen, ööle işte hergün ne yapıyorsak onu yaptığımız, witcher 2 geldi. Birinci oyunu bir miktar oyanayabilmiş daha sonra çok miktar oynayamamıştım. Artık her oyunun kaderi olan, biraz oyna daha sonra araya zaman girsin, ben konudan kopayım sonra bir türlü tekrar devam edemeyeyim ve belli bir noktada format atmak sureti ile save’ini de yitireyim, ki sanki yitirmesem bi bok yapacakmışım gibi…

Ama benim bu sıklamen davranışlarım size kötü örnek olmasın. Siz daha gençsizniz önünüzde uzunca bir yol var. Başladığınız kitabı, oyunu, filmi bitirin arkadaşım siz LAN! Ben yaptım bunu yıllar yılı, 32 yaşımdan gün aldığım günden beridir yapmıyorum sadece. Hayatımda toplamda 2 filmi, 3 kitabı ve 23 oyunu yarım bıraktım. Ayrıca bir sürü yemeği bitirmedim bunlar ahirette peşimde olacaklardır!

Herneyse zaten zamanım az o yüzden veri veriyorum. Veri derken data anlamında. Veriyi almaya hazırsan meaaaz’unu sürtmenin arifesindesin demektir! Oyun 13-14 gigoborg boyutunda, henüz riplenmişini görmedim. Oyunu yapan polonya firması CD PROJEKT korsana karşı “proactive” önlemler alacağını bildirmişti ve bazı kişiler oyunun crack’inin trojanlı olduğundan ve bir takım başka konulardan ağlanmaktalar, ki öyle olsa kısa bir süre içinde nuke / proper gelecektir, gelince de buradan bildiririm zaten. Gerçi hem güzel bir oyun olması, hem de bağımsızımtrak bir firma olmasından dolayı orjinal almayı düşünebileceğiniz bir oyun bu aslında. Link veriyom / Alternatif link veriyom / Resmi Site

Brink (Skid Row) Çıktı, Crackfix de Çıktı, Ben Minecraft Oynuyorum O Ayrı!

Offf of. Ben ne şımarık bir adam oldum çıktım ya. Bir sürü oyun bekliyorum. Beklediğim oyunlar geliyor ben bunları ediniyorum ama kurmuyorum bile. Bu nasıl bir davranış şeklidir. Alışverişte de yapıyorum böyle şeyler. Bi şey görüp gaza geliyorum mesela bir masa lambas, bir mezgit ya da başını emme basma tulumba gibi sallama aparatı da olabilir. Bunları alıyorum daha sonra hiç kullanmıyorum. Bu yüzden kendimi Avrupa İnsan Hakları ile İlgili Mahkeme’nin sezeryan ile doğmuş olan üyesine şikayet ettim. İsmini veremem bu kimsenin kusura bakmayın, kimsenin ismini veremiyorum diye.

Splash Damage… Return to Castle Wolfenstein’ın multiplayer’ın çok başarılı olması üzerine, Wolfenstein: Enemy Territory’yi yapan adamlar. Daha sonra QuakeWars ile hayal kırıklığına sebep olsalar da, ET’ye olan aşkımdan dolayı ben bi sepmati ile bakarım bu splash damage’e diyecektim ki birşey beni şu an KANSER EDİYOR LAN!

Şu an ofis’teyim, çok açım, pek sevmesem de en yakın oldukları için McDonalds’ı arıyorum telefon ile, camdan gözüküyor 20 metre ötede, o kadar yakın, herifler açmıyor telefonu. Resmen gidip dağıtmak istiyorum orayı. Çok açım lan.

O yüzden ben oraya gidiyorum şimdi, ya da ne oraya gidecem be. Üşengeçliği yenip dışarı çıkıyorsam bari dandik McDonalds’a gitmeyeyim. Di mi ama.

Skid Row Brink’ı yayınladı, directXile ilgili bazı sorunlar olmuş, bir patch yayınladılar bunun üstüne. Update 1’de çıktı ayrıca İşte burada linkler / burada da / resmi site /

Adobe Creative Suite (CS) 5.5 Master Collection Çıktı ve Adobe Lafı Nasıl Telaffuz Edilirden Yola Çıkan Otoeleştiri!

İşteki yeni bilgisayarıma, Adobe CS 5’e, Max2012’ye, SSD Harddisk sayesinde masaüstünde çalışamamaya, 7 terabyte’lık harddisk silsilesinde arşivleri nereye aldığımı bulmaya ve baharın gelmesine alışamadım.

Yeni klavyeme ve meauz’uma ise süper alıştım ama yetmedi. Neye yetmedi diyeceksiniz, tabi ki bloglarıma zaman ayırmama yetecek kadar hızlı çalışıp vida arttırmama, ki ustanın iyisi vida arttırırmış, bilinen gerçektir. Ben vida arttıramadım. 3DMax çöktü. Ardından tüm medya’nın network’ünde spastik bir yavaşlama sayesinde dosya transferi sekteye uğradı (70mb dosya 30 dakikada gidiyor :S). Bunun üzerine IT’cimiz ender’i arayayım dedim, elime telefonu aldım baktım telefonum çalışmıyor. Yanıma yeni gelen çekirge serhat’ı engin bilgilerimle donatayım dedim, onun premiere’i çakıldı. Herşey ters gitti.

En son evime gideyim bari dedim. Arabaya bindim baktım akü bitmiş. Sonraki gün akücü çağırdım 150 TL’ye 60W mutlu akü taktı, çekirge serhat daha 2 gün önce 120TL’ye aynı aküyü aldığını ve kazık yediğimi söyledi. Aksilikler bitmek bilmiyordu. Sonunda hafta bitti.

Tüm bu aksilikleri ise ben nedense CS5 yüzünden olan aksilikler diye hatırlıyorum. Yıllardır Adobe’nin güncellemelerini es geçiyor CS2/CS3 arasındaki yerimden memnun bir halde takılıyordum. Ama bir dakika! “Adobe’nin” yazmak da neyin nesi değil mi? Bu firmanın adı “adob” okunmuyor mu? Yoksa ben onu “adobe” okuyorumda, ekini o yüzden “adobe’un” değil de “adobe’nin” mi yazıyorum yoksa?

Evet üst paragraftaki sorun derin bir yaradır bende. İşin aslı şu: Adobe’nin okunuşu aslında yıllarca benim de sandığım gibi “adob” değil aslında. Doğrusu “adobi”. Evet ilk anda şok etkisi yapıyor. Adobi dodobi ne lan bu! Ama sonra alışıyorsun ve doğrusunu bilince etrafta adob diye dolaşan insanları düzeltmek istiyorsun, hatta adobe diyenler bile bol vatanımda. Ama tabi düzeltmiyorsun, hele benim durumumda olduğun zaman, “yavşak iyiki amerikada yaşadın her boku biliyon” tarzı bir serzenişle karşılaşmamak için bu düzeltmeyi yapamıyorsun. Bir diğer örnek ise “fajita” olarak bilinen yemektir. Meksiya yemeği olan fajita’nın en doğru okunuşu aslında “fahita” ama “fayita”ya da razıyız ama ne yazık ki bu da, hatta çoğu restoranda fajita diye J ile okunuyor. Bunu düzeltmeden durmak zorunda kalmak ne demek biliyor musun sevgili okur? Bilirmisin biz meksika deriz ama elin meksikalısı mehiko der ülkesine? peh peh

Evet beni sekteye uğratan cs5’e daha alışamadan cs5.5 çıktı onu diyim dedim de bu cumartesi gece 2:57’sinde zamanım varken, bu haftaiçinde de hem birikmiş işlerden, hem de normalde 10 dakikada yapacağım şeyleri 1 saatte yaptığımdan dolayı fazla bloglarıma özene bezenemeyeceğim gibi görünüyor. Bu arada 23 nisanda bana yollamış olduğunuz tüm hediyeler çok makbule geçti. Bu senede başbakan koltuğuna oturtmadılar ama beni. Al cs5.5 yi

Portal 2 İçin Crack Fix Yayınlandı! (Skid Row)

Yorgunum be gamsız. Bahar beni bitiren bişey. Extreme Bahar Yorgunluğu sendromundan muzdaribim. Allerjiler ufaktan başladı, yataktan kalkasım yok.

Bunun üstüne iş yerindeki bilgisayarıma daha tam alışamadım. CS5’e hiç alışamadım, ruhum sıkılıyor. 3-4 ay duştan çıkmadan yaşamak istiyorum.

Bunlar sizin derdiniz değil ama, sizin derdinizi biliyorum ben. Yıllarca beklediğin portal2 geldi bir gazla indirdin ama çakılıp duruyor değil mi? Evet o yüzden de crack fix diye arayışlara girdin ve bu siteye geldin. Stream forumlarında ağlanan adamlar çok dolayısı ile oyunun kendisi de biraz problematik sanırım ama skidrow bir takım çökmeleri önlediğini iddia eden bir crackfix yayınladı. Eğer çakılıyorsanız bir de bunu deneyin.

Ben şahsen yaklaşık 1 saat kadar oynadım oyunu. Çok güzel. Hala çok komik ve daha işin başındayım dolayısı ile beklentilerim karşılanıyor diyebilirim. Çakılmalar artarsa bu crackfix’i deneyeceğim ben de. Buradan indir / oyun arşivinde de var

Portal 2 Skid Row Tarafından Yayınlandı!

Saat 10:56 ve ben 1-2 gündür rahatsız gibi release sitelerini refreshliyorum. Portal 2’yi bekliyorum durmadan. Birinci oyuna doyamamıştım, 2 ile coşman istiyorum.

Seyrettiğim videoları ile iyiden iyiye gazı kökleyen portal2 scene’in delikanlı çocukları skid row tarafından az evvel yayınlandı. Söyleyecek fazla şey yok. Bu sefer ki kek gerçek! Linkini yidimin.